28 Nisan 2010 Çarşamba

Fink&Ernst / PETA Kampanyası

Fink ve Ernst, PETA'nın Almanya'daki yeni afişi için poz vermiş. Fink'in hayvan hakları koruyucusu olduğunu biliyorduk, Ernst de eşlik etmiş. Çok da güzel olmuş. Afiş de harika. Cansınız panzerler.

http://www.peta.de/web/finkundernst.3303.html

27 Nisan 2010 Salı

Yönetim Kurulu'na Yanıtlaması İsteği İle


Yönetim Kurulu’na yanıtlaması isteği ile;

Hentbol Takımımız, son 6 sezonda müzemize tam 11 kupa taşıyarak kırılması güç bir rekora imza attı. Antrenörümüz Müfit Arın, bu başarıyı aile takımı olmalarına bağladı.
Üç büyük kulüpten sadece Beşiktaş'ın yer aldığı Erkekler Hentbol Süper Ligi'ne büyük heyecan katan Siyah-Beyazlılarımız, ülkemizde Hentbolun gelişmesine de önemli bir katkıda bulunuyor.

Son 6 sezon incelendiğinde Hentbol Takımımız'ın Süper Lig'de elde ettiği başarılar parmak ısırtıyor...
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Maliye Milli Piyango, Mersin Yenişehir Belediyesi, Polis Akademisi ve Koleji gibi güçlü takımların mücadele ettiği Hentbol Erkekler Süper Ligi'nde, Siyah-Beyazlılarımız, son 6 sezonda da müzemize 11 kupa kazandırma başarısı gösterdi.

Yukarıdaki satırlar, 25 Mart 2010 tarihinde kulübümüzün resmi sitesinde ‘Gururlandıran Rekor’ başlığı ile yer almaktadır.
Bizler, bu gururu yaşatan hentbolcularımıza ve değerli hocamıza minnettarız.
* * *
1978 yılından beri faaliyet gösteren Hentbol şubemiz, sadece son yıllarda yaşatmış olduğu başarılarla yüzümüzü güldürmekle yetinmedi, onlar her anlamda örnek bir takım, örnek bir şube, örnek sporcular, Beşiktaşlılar olduklarını da gösterdiler.

Kazanmış olduğu başarılar ile sadece kulbümüz tarihinde değil, ülkemiz spor tarihinde de ilklere imza atan Hentbol takımımızın, verdikleri mücadele ile, Beşiktaşımız’a yakışır tavırlari ile, yaşattıkları sevinç ve hissettirdikleri gurur ile her türlü övgüyü fazlası ile hak etmekte olduğunu düşünüyoruz.

Onlar, her zaman kıymetli insanlar, güzel Beşiktaşlılar olarak anılacaktır. Mücadeleyi, hırsı, azmi, fedakarlığı, tevazuyu asla yitirmeyen hentbolcularımıza Beşiktaşlılık; Beşiktaşımız’a da böylesi sporcular ve hocalar yakışmaktadır.

Kendine –gerçek Beşiktaş- dedirttirecek güzelliklere haiz hentbolumuzun, geleceğini yarınlara taşımak için kendilerine sahip çıkılmasını bekliyoruz.

Hentbol şubemizin eski genel menajeri, Türkiye Hentbol Federasyonu’nun çiçeği burnunda yeni başkanı Sayın Bilal Eyüpoğlu ‘sözde gazeteci’ Orhan Yıldırım’ın bir hentbolcumuz ile ilgili olarak geçtiğimiz yıl kaleme aldığı “Açım ama Kartalım” adlı yazısı üzerine “benim olduğum yerde hiç kimse aç kalmaz, parasız kalmaz, ben herkesin parasını veririm sonra kulüp bana öder” şeklinde demeçleri olmuştu.

Bu durum sporcularımıza maaşlarının ödenmediğinin resmi itirafıdır.

Beden ve ahlak eğitiminin okullara girmesine vesile olan ilklerin kulübü Beşiktaş’ın politikası bu olmamalıdır. Bu ahlaki değildir.

Onlar, tüm olumsuzluklara rağmen, tüm yokluklara rağmen sadece Beşiktaş demekten vazgeçmeyerek mücadele ettiler, etmekteler.

Onlarla şampiyon olduk...

Onlarla Türkiye Kupası'nı aldık...

Onlarla Avrupa'da bir ilki yaşadık...

Onlarla sevindik, onlarla gurur duyduk...

Sizlerin, tıpkı Futbol takımımız gibi iki kupayı da Şeref’i ve Hakkı ile almış olan Hentbol takımımıza karşı göstermiş olduğunuz bu ilgisizlik ve vefasızlık, Beşiktaşlı olmanın erdemliliği ile bağdasmamaktadır.

Ülkemizdeki hentbolün, lokomotif kulübü olan Beşiktaşımız’daki hentbolcularımızın içinde bulunduklari durum kendi tercihleri değildir.

İş bu sebeple yönetim kuruluna yanıtlanması istemi ile soruyoruz;


-Sporcularımızın hangi yıllardan maaş alacakları bulunmaktadır?

-Sporcularımızın maaşlarının halihazırda dahi ödenmemiş olmasının sebepleri nelerdir?

-Sahip olduğunuz ileri sürülen değerlerle ve inandığınızı iddia ettiğiniz Beşiktaşlı duruşu ile BJK Hentbol Takımı’na reva görülenleri, Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün yöneticileri olarak nasıl bağdaştırıyorsunuz?

-Bağdaştıramıyorsanız gereğinin yapılmasını sağlamanız gerekmez mi?

-Beşiktaş’ın emekten ve sosyal adaletten yana duruşu olduğunu iddia eden sizler için bu durum emek hırsızlığı değil midir?


İzmir’den Türkiye Şampiyon’u olarak dönmesi sonrasında, Eskişehirspor ile oynanan maç öncesi stadımızda gerçekleştirilen kupa merasiminde, Hentbol takımımızın eski açık tribünde konuşlandırılmasına tepki gösteren taraftarlarımız için Sayın Mete Düren `` Buna tepki gösteren taraftarlardan kaç tanesi Hentbol takımı maçını seyretmiş.Tepki vermek kolay.” şeklinde beyanatta bulunmuştur.

-İletişimden sorumlu üye olarak Sayın Mete Düren’den şimdiye kadar hentbol maçlarına kazanılan kupaların törenlerinin haricinde hangi yöneticilerimizin iştirak ettiğini açıklamasını istiyoruz.

-Amatör şubelerden sorumlu üye Şeref Yalçın’ın en son izlediği amatör spor müsabakası hangisi olmuştur?

Mali İşlerden ve Sponsorluklardan Sorumlu Asbaşkan Ertunç Soğancıoğlu’na yanıtlaması istemi ile sormak isteriz;

- Hentbol takımımızın maçlarına futbol takımının formaları ile çıkmalarının sebebi nedir?

-Aynı maç içerisinde bazı hentbolcularımızın önünde reklam olan forma, bazılarının ise reklamsız forma giyiyor olmasının sebebi nedir?

- Ülker grubu hentbol takımının sponsoru mudur? Değil ise bu bedava reklamın sebebi nedir?

Hentbolcularımızın aylardır ödenmeyen maaşları ortada dururken, herbirine birer kol saati verilmesini yeter gören zihniyetin hala devam ediyor olması kabul edilemez.

Yönetim Kurulu ve o kurulun Başkanı, hizmet ettikleri Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün Futbol Takımı’ndan ne kadar sorumlu iseler, Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün Hentbol Takımı’ndan da o kadar sorumludurlar.

Bir kibrit de sen çak!” dememek için kulübümüzün bu duruma bir an evvel son vermesini ve yukarıdaki sorularımızın yanıtsız bırakılmamasını istiyoruz.

Arz ederiz.

Saygılarımızla

SonBarikat

24 Nisan 2010 Cumartesi

Şampiyon Beşiktaş


2 hafta önce, Trabzonspor'u İnönü Stadı'nda 3-0 mağlup eden Beşiktaş, geçtiğimiz hafta Fenerbahçe'yi de deplasmanda güzel oyun sonrasında 2-0 mağlup etmişti. İyice şampiyonluk havasına giren Beşiktaş taraftarları, evlerinde oynayacakları Sivasspor mücadelesi öncesinde takımlarını meşalelerle karşılayıp, şampiyonluk isteklerini dile getirdi.

Bazıları dünyayı yakmak için şampiyonluk bekler, bize ise varlığın yeter.

Ben sana Şampiyon olamazsın demedim ki ...

Balıkesirspor'un bir maçına girmeye niyetlendik geçen hafta. Maçın başlamasına bir kaç dakika vardı. Kapıda amigo gibi duran arkadaşa ricamızı ilettik ve bizi biletsiz içeriye aldı. Hangi takımın Balıkesirspor olduğunu bilmiyorduk ama tribünün en ateşli kısmında yerimizi aldık.

Köyden indim Şehre filminde kazdıkları tünelin ucu stada varıp kendi şehrinin takımını gören Kayserililer gibi benim şansımada rakip doğduğum ve büyüdüğüm ilçe Üsküdarın takımı Anadolu Üsküdar 1908. Yanımdaki arkadaş ise düştüğüm durumu örneklediğimde en iyi anlayabileceklerden biri olan ; Kayserili.

Balıkesirspor taraftarına 2 açıdan bakabilirsiniz. 3. ligde mücadele eden bir takımın taraftarı ya da oldukça gelişmiş olan bir şehirde kendi şehrinin takımını tutan taraftarlar. 10Kolikler. Maçın sadece 45 dakikasına izlememe rağmen rahatlıkla söyleyebilirimki daha iyi yerleri hakeden bir taraftara sahipler. Ancak takımları için bunu söylemek mümkün değil. Sol köşeden açtıkları bir ortaya rakip kalecinin anlamsız müdahelesi topu kalede görmesine ve Balıkesirspor'un 1-0 öne geçmesine sebep oldu. Biz ilk yarı sonunda stadı terkettik. 2. yarının son dakikasında Üsküdar durumu eşitlemiş.




Biz nasıl ki Beşiktaş'ın hentbol takımını yalnız bırakmıyor ve maçlarını izlerken büyük bir zevk alıyorsak alt liglerde bulunan futbol takımların taraftarlarıda aynı zevkle takımlarını destekliyorlar. Onlar Türkiye'de ki taraftar grupları arasında ötekinin de ötekisiler. Maçlarının tekrarını ya da özetlerini izleme imkanları pek yok. Gazete sayfalarında nadiren takımların isimlerine rastlarlar. Balkes'in hedefi şimdi 2. lig. Bütün şehir kenetlenmiş adeta. Her yer bayraklarla donatılmış. Maç günleri ve saatleri dükkanını kapatıp maça gidenler oluyor.

Balıkesirspor'u ve taraftarını tanıtıcı bir yazı yazma telaşı değil benimkisi. Burada ki takım sevgisi takdir edilesi.

Balıkesir 2. lige çıkar ya da çıkamaz. Beşiktaş bu sene şampiyon olamayacağı gibi belki önümüzdeki 15 sene bile şampiyon olamaz. Aynı şekilde Beşiktaşın şampiyon olamaması Beşiktaşlılar için Balıkesirspor'un 2. lige çıkamaması ise Balıkesirliler için onur kırıcı bir durum değil.

Geçen hafta yenildik ya. Dünyanın sonu değil. Varsın şampiyonluk kaçsın.
Biz hep böyle yenilelim. Hep böyle kaçsın şampiyonluklar. Ben daha çok seveceğim Beşiktaş'ı.


Senin için söyleyecek pek bir sözüm yok suyun öte tarafından da öteye gidesi ezeli rakibim.
Ben sana Şampiyon olamazsın demedim ki ...

18 Nisan 2010 Pazar

Kazı Çalışması Var Dikkat Ediniz!

Başarıya giden her yolun mübah sayıldığı topraklarda kazı çalışması.

Bir Umudum Sensin Anlıyor musun?


Sevdalı yüreklerde beyaz sürgünler
Halayla,türkülerle sevdi bu kalpler
Yıldızlar tutuştu siyah beyazla
Marşlarımız ağlasın kartal aşkıyla
Beşiktaş seninle ölmeye geldik... Beşiktaş
Gücüne güç katmaya geldik,
Formanda ter olmaya geldik,
Beşiktaş seninle ölmeye geldik... Beşiktaş
Barbaros meydanında dün gibi sevdan,
Derin bir nefes çektik Abbasağa'dan,
Bir umudum sensin anlıyormusun,
Hayat yaşanmıyor senle olmadan,
Beşiktaş seninle ölmeye geldik.. . Beşiktaş

17 Nisan 2010 Cumartesi

Kısa Kısa - Balıkesir'den

- Askerde söylemekte zorlandığım tek marş Gündoğdu. Semtimiz erkek semti diyesim geliyor her seferinde ya da herkes sustuğunda İşte Biz Kötü Günde diye devam edesim.

- Gazete sayfalarından Beşiktaş'ı takip etmek ayrı bir zevk. Aynı haberi tekrar tekrar oku aynı fotoya tekrar tekrar bak. Bir iç çekip içinden bir marş söyleyip koltuğunun altına gazeteyi koyup devam ediyorsun hayatına.

- Kehanetlerini uzatan bir hocamız, mesajlarını kısaltan bir başkanımız olduğu için dengeyi sağlıyoruz.

- Beşiktaş'a bu sene ne oldu da böyle sakata geldi. Ege başkan Morreno demiş.

- Bugün 17 Nisan. Anladın sen onu Fener.

- Ekrem'i bile sevebilme ihtimalim var. Oynamadığı zamanlarda.

- Ramazan Özcan'ın bile sakatlanma ihtimalinin olması mıdır futbolu güzelleştiren ?

- Nihat iyi ki 1 ay askerlik yaptı. 15 ay askerlik yapsa futboldan tamamen emekli olurdu galiba.
Bu sene olmadı belki seneye yapacak o patlamayı.

- Bu yıl 2. si gerçekleştirilen Q7 transferi haberlerini okumaya başlayabilirsiniz.

- Balıkesirspor ben buraya geldiğimde liginde lider vaziyetteydi. Şimdi ise Ban-Ban'ın arkasında 2. sırada yer alıyor. Takımını seven bir şehir Balıkesir. Daha tribünlerine girmedim ancak
Atatürk Parkına oturup Balkes bestelerini dinleyerek hasret gideriyorum tribüne. Balkes bestelerinin birkaçı bizim tribüne ait.

- Askerde renkli takım taraftarları bile ''Çarşı'' diye çıldırıyor. ( gülme smileyi )

- İyi ki Ege diye bir arkadaşım var da ben buralarda yokkan çıkan bütün filmleri benim için arşivliyor. 8 mayıs önceside onları evime postalayacak ki ben dağıtımda bol bol film izleyebileyim. ( yüzü kızarmış smiley )

- Olm Feneri yarın yenek la. ( burhan altıntop şivesi )

- Önümüzdeki hafta görüşmek üzere sağlıcakla kalınız. Başkanın ve hocanın demeçlerinden biraz uzak kalınız.

16 Nisan 2010 Cuma

Ruhun Şad Olsun Baba

Herkese hizmet ettim ben. Gerek saha içinde gerekse saha dışında! Ama kendim selvi gibi kaldım ortalıkta. Selviler dibine ışık salmaz! Selviler öyledir!

15 Nisan 2010 Perşembe

Kib, öptm, bye!


Başkanımız sağolsun yine kendine has davrandı. Harika bir gündemimiz oldu. Koskoca Beşiktaş'ın başkanı, federasyon başkanı ile mesaj yolu ile iletişime geçiyor. Üstüne üstlük hangi dilde yazıldığı belli değil.

"Baskan herhalde sizin ekibe kufr etmrk lazmmiski hakemler ftbolla hentbolu karstrmasnlar ve bn l kizil oldugu surece bndan sonra karsndayim saygilar"

Şu şekilde konuşan ya da yazışmada bulunan kim görsem, bilsem, ağzına elimin tersi ile çarpasım geliyor her zaman. Olayın trajikliği bir yana, kullanılan yazım dili bir yana. Başkanın mesajın sonunda " kib, öptm, bye!" demediği kalmış.

Bjk Storelar'ın adı, Kartal Yuvası diye değiştirildiği için TDK'dan ödül almıştı Yıldırım Demirören. İsim değişikliği fikri de kendisinden çıkmamıştı zaten. Fakat yine de sevinmiştik. Şimdi de hızlı kısa mesaj yazma yarışmalarına katılabilir, bu potansiyeli görüyorum kendisinde.

Hele mesajında hentbol demiş, gözlerim doldu. Aylardır maaşlarını vermediğin sporcuların şubesiydi değil mi başkan?!

11 Nisan 2010 Pazar

Marrone'den Sonra


Geçen seneki şampiyonlukta en büyük paylardan biri de kondisyonerimiz Stefano Marrone'nindi. Beşiktaş'a geldikten sonra, bizi zor durumda bırakacak bir sakatlık hadisesi yaşadığımızı anımsamıyorum.

O gittikten sonra sakatlıklardan başımızı kaldıramaz olduk. Bu işlerden çok iyi anladığımı iddia etmiyorum. Ancak bir kondisyonerin takıma ne denli artılar sağlayabileceğinin de farkındayım. Marrone de böyle bir adamdı. Ramazan döneminde, oruç tutan oyuncuların durumunu anlayabilmek için oruç tutması, işini ne kadar iyi yaptığının küçük bir ayrıntısı sadece.

Kulüpten ayrılış sebebi ise gayet büyük bir ayrıntı. Öyle bir ayrıldı ve olayın öyle bir üstü kapatıldı ki, ne bizler konuştuk, ne de basında yeterli yer buldu. Babasının rahatsızlığı sebebi ile kamptan ayrılması sorun oldu Mustafa Denizli için. Sorun gerçekten bu muydu, başka bir şey miydi bilmiyoruz. Sorun buysa, nasıl bir sorun olabiliyor? Mesele her ne ise, yine Mustafa Denizli'nin kendine has inadı ön planda. ( Batuhan'la yaşadığı dialogta da bu inadının büyük rol oynadığı bir gerçek.) Olan Beşiktaş'a oluyor tabi. Mevcut sakatlıkların tamamı olmasa da büyük kısmı neredesin Marrone dedirtiyor.

Tabata : Sol kasık adalesinde ikinci dereceden yırtık
Ferrari : Bacak adalesinde ikinci dereceden yırtık
Nihat : Bacak adalesinde ikinci dereceden yırtık
Tello : Sol ayak bileğinde ödem
Ernst : Kasığından ve sağ arka adalesinden rahatsız olduğu söyleniyor. (Ligin ikinci yarısında takımımıza gelen Ernst, hiç sakatlanmadan bitirdi yarıyı. Geldiğinden beri ilk kez Belediye maçı öncesi sakatlandı. Mete Düren, utanmadan açıklama yaptı. Sakatlığı Schalke'den kalma diye.)
Rüştü : Sağ üst baldırda ödem
Ekrem : Sol dizinde kemik ödemi

Kapanış


Bir ligin daha sonuna geldik. Gerçi zaten bitmişti; ancak rakipler puan kaybedince, lig hakikaten kalitesiz olunca her daim potada kalınabiliyor. Biz de potada kaldığımız sürece kendi çapımızda hayaller kurduk işte.

Bugün maçı izleyemedim. Maçın bitmesine çok az bir süre kala işten çıkabildim. Radyodan dinlediğim anlar çok zordu. Ben, radyodan maç dinleyebilen bir insan değilim. Öyle bir hale sokuyor ki spikerler, sanki top hep ceza sahası içinde. Ha şimdi oldu-olacak eşliğinde dinledim maçı, olmadı.

Maç sonu görüştüğüm arkadaşlarım iyi ki izlememişsin dedi. Peki dedim.

Tüm bu olan bitenden sıyrılmak isteyenlere bir alternatif: Tribün Dergi'de Ömer bir başlık açtı. Master Card reklamı ile ilgili. Sayfalar ilerledikçe başlık öyle güzel bir hal aldı ki, yapacağım yakıştırmaların hepsi hafif kalır. Uzun zamandır bu denli keyifle takip ettiğim bir yer anımsamıyorum. Üye olmayanlar da başlığı takip edebilir. İlk birkaç sayfadan sonra başlıyor bahsettiğim güzellik.

Mastercard Reklamında Beşiktaş Tribünü

3 Nisan 2010 Cumartesi

Mide

Başımızda Mustafa Denizli olduğu sürece bizim konu başlıklarımız değişmez. O yüzden mümkün mertebe dillendirmeyeceğim artık. Bu sondur sanırım, umarım.

Her ne kadar doğruluğundan emin olmasak da, bu aralar basında yönetimin Denizli ile devam etme kararına dair haberler çıktı. Yönetim istikrardan yanaymış, hoca ile uzun yıllar çalışma isteği varmış, -mış, -miş. İstikrar ile ilgili bir sorunumuz yok, aksine senelerdir istikrar, istikrar diye haykırıyoruz. Ancak bu istikrar Mustafa Denizli ile olmaz. Göreve geldiği günden bugüne dek, kendi takımında istikrar sağlayamayan adamla istikrar planları yapılmaz, yapılmamalı. Hocaya dair söyleyeceklerim bu kadardır artık.

Dün akşama dair tek üzüntüm Kasımpaşa maçında olan ile aynıdır. Elin şeyiyle gerdeğe girenlere fırsat veriyoruz ya, koyan bir tek o. Kazanırız da, kaybederiz de sorun değil. Biz çok yaşadık bu dönemleri, bir daha yaşarız, bir daha. Sonra bir başka sefer biz kazanırız, sonra bir daha. Ama şu ortam, adına Anadolu kardeşliği dedikleri vıcık vıcık ortam.

Beşiktaş, Eskişehirspor ve Antalyaspor'a karşı galip gelince, Şifo ve Rıza maç satmakla itham ediliyor. Kasımpaşa, Beşiktaş'la oynadığı maçta Bursa diye bağırıyor, Kasımpaşa hocası Bursaspor'a yenildikten sonra "Bursaspor'a helal olsun." diyor. Antalyaspor taraftarının büyük bir kısmı maç öncesi inşallah Bursaspor kazanır diye cümle kurabiliyor. (Ki Bursaspor taraftarı onlara mükafatını verdi bu gece " satılmış i.neler" diyerek.) Ve bu kardeşlik oluyor, dayanışma oluyor. Hatta yüzük kardeşliği sönük kalıyor!

Hadi oradan...